Yeni Şeker Bağımlılığımız: Candy Crush

candycrush158_zps02be7b36Yeni şeker bağımlılığımız: Candy Crush dedik. Candy Crush ya da benzeri oyunları oynamaktan zevk alır mısınız? Günde kaç saatinizi oyun oynayarak geçirirsiniz? Etrafınızdaki insanlar bu konuda sizden şikayetçi mi? Candy Crush’da seviye atlamak size kendinizi ciddi anlamda iyi hissettiriyor mu?

King Şirketi’nin veri tabanı en sadık oyuncuların 25-55 yaş arası kadınlar olduğunu göstermektedir. Oyun günde 93 milyon kişi tarafından oynanmaktadır hala. 1000 Candy  Crush oyuncusunun katıldığı araştırma sonuçları oldukça ilgi çekicidir.  Kişilerin % 28’i işteyken de oynadıklarını, %32’isi oyunu oynamaktan yakınlarını ihmal ettiklerini, %10’u oyuna harcadıkları zaman yüzünden yakınlarıyla tartışmalar yaşadıklarını belirtmiştir.  Tüm bu veriler bugün Candy Crush’ın sadece basit bir şeker eşleştirme oyunu olmaktan öte bir yerde olduğunu göstermektedir belki de. Peki, nedir bu oyunu bu kadar popüler yapan ve bağımlılık yaratan?

  • Oyundaki şekerlerin renkleri ve şekilleri ile yaratılan görsellik kişiyi bir anda bambaşka bir dünyanın kapılarını açar. Şeker çoğu insan için çocukluk dönemindeki olumlu anılarla ilişkili bir temsil. Oyundaki mavi şekerler lolipopu, yeşil şekerler sakızı, renk bombası çikolatayı çağrıştırıyor. Bu şekerlerin tatları ülkeden ülkeye değişse de, görünüşlerinin tamamen aynı olması geniş bir kitleye ulaşma özelliği barındırıyor. Geçmişle, çocukluk dönemiyle ilişkili sembollerle maruz kalmak olumlu anıları çağırıştırıyor. Bu durumun da kişiye kendini güvende hissettiren ve iyi gelen bir yanı var.

 

  • Oyunda çikolatanın işlevi ve kullanımı şekerlerden çok farklı. Çikolata, şekerlerin üstünü kaplayarak oyunu zorlaştıran bir işleve sahip, adeta “düşmanınız”. Oyunu oynayan bir çok kişi artık çikolatadan nefret ettiklerini söyleye dursun, çikolatanın neden “kötüyü” temsil ettiği hala merak konusu.

 

  • Oyunda kullanılan Şeker Kasabası, Gökkuşağı Geçidi, Çikolata Dağları gibi bölge özellikleri masalsı, fantastik bir yan barındırıyor. Oyun da yaratılan hayal dünyasıgünlük yaşamdan kaçabilme hissini kolaylaştırmakta ve stresle başa çıkmada etkili. Ayrıca bazı kaynaklar oyunda kullanılan müziklerin de stresi azaltan bir etkisi olduğunu savunuyor.

.

  • Oyunda geçilen her seviye başarı hissini ve tatmin olma duygusunu beraberinde getiriyor. Beyin bu duyguları ödül olarak algılıyor ve dopamin salgılanmasını sağlıyor. Beyniniz oyunu oynarken duyduğunuz hazzı hafızasına alıyor ve tekrar doyuma ulaşmak için yine oyun oynamaya itiyor.unnamed_zpsca89d787 (2)

 

  • Candy Crush’ın diğer bir önemli özelliği sosyal bir yönünün olması. Oyun size hangi arkadaşlarınız bu oyunu oynadığı ve kaç puan aldığını sürekli bir şekilde gösteriyor. Bu durumda arkadaşlarınızla beraber oynama ya da onlara karşı yarışma gibi illüzyon yaratıyor. Diğer taraftan sizi zorlayan bölümlerle uğraşırken “o yaptıysa, ben de yapabilirim” şeklinde düşünmenizi ve uğraşmaya devam etmenizi sağlıyor.

 

  • Oyunu geliştiren ekip, Candy Crush’ı bir strateji oyunu olmaktan çok bir şans oyunu olarak tarif ediyor. Candy Crush’ın bu özelliği de kumarhanelerdeki kollu makineleri getiriyor akla. Oyunu ne zaman kazanacağını bilmemek heyecan yaratıyor ve oyuna tekrar tekrar geri dönülmesini sağlıyor. Diğer taraftan “bu sefer olacak” gibi inançlarla oyuna başlamak ve takıldığınız seviyeyi geçmek, oyunu kontrol edebildiğinize dair bir illüzyon yaratıyor. Yaratılan kontrol illüzyonu özel bir yeteneğe sahip olduğunuz hissine kapılmanıza sebep olabilmekle beraber, hayatın sizi zorlayan alanlarını da kontrol altına alabileceğinize inanmanızı sağlayabiliyor.candy_zps35051aa6

 

  • Candy Crush da arka arkaya 5 oyun kaybederseniz, bir dahaki oyun için 30 dakika bekleyebilir ya da para vererek can satın alabilirsiniz. Bu bekleme süreci kendi içinde gizli bir haz barındırıyor ve zamanı geldiğinde oyuna ulaşabilmek günün özel anlarıyla ilişkilendiriliyor. Bu durum en iyi hedonik adaptasyon kavramı ile açıklanabilir. Oyunu oynamak için bekleme sürecinden geçiyor olmak ve bu esnada duyulan yoksunluk, oyunu tekrar erişim sağlanana anı daha özel kılar ve ödül daha tatlı bir hale gelir.

 

  • Oyunun ücretsiz olması onu cazip kılan faktörlerden bir diğeri.Oyun hiç bir aşama da sizi para ödemeye mecbur bırakmıyor ama istediğiniz an kolayca ödeme yapabilme seçeneğini de size sunuyor. Bu noktada suni bir destek duygusu yaratılıyor ve kişiye “sen nasıl istersen” mesajı veriliyor. Bu mesaj kendinizi “kontrollü ve güçlü” hissetmenizi sağlıyor. Diğer taraftan sizi zorlayan seviyeleri (ya da gerçek hayattaki durumları) değiştirebilmek için her zaman bir seçenek daha olduğunu hatırlatıyor.

 

  • Oyunun bazı bölümlerinin çok zor olması, bazen günler süren sayısız denemeye rağmen bir seviye de takılıp kalmanıza sebep olabiliyor. Bu tip durumlar da yardım alabileceğiniz sayısız websitesi var. “Hile fikirleri”, “yardım önerisi” ve “tavsiye” veren bu siteler de, sohbet etmek ve oyunla ilgili kişisel deneyimlerinizden bahsetmek çok yaygın. Bu tip oluşumlar, ortak amacı olan insanların sosyalleşmesini sağlıyor ve yalnızlık duygusuna iyi geliyor.

 

  • Oyunun bir diğer özelliği,oyunadığınız süre boyunca size tatlı sözlerle hitap etmesi. Olumlu geri bildirimler, nereden gelirse gelsin kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Ödül yerine geçen tatlı sözler, hem günlük yaşamda dile getirilemeyen bir ihtiyacı karşılayabiliyor hem de oyunu tekrar oynama davranışını pekiştiriyor.

 

Bugün oyunun birçok türevleri de mevcut. Eğlence ve rahatlamayı vadeden bir endüstri var karşımızda. Tabii ki karar sizin. Tatlı tatlı başlayan bir sürecin hayatınızı tatsızlaştırmasına izin vermediğiniz sürece her şey yolunda olmaya devam edecek.

 

Bu yazı Zeynep Polat Turner tarafından hazırlanmıştır ve tüm hakları saklıdır.

 

About the author

Lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü‘nde, yüksek lisans eğitimini 2010 yılında San Francisco State Üniversitesi Klinik Psikoloji bölümünde tamamladı. Tez konusu “Kendilik Psikolojisi Yaklaşımıyla Transseksüel Bireylerde Özgüven Geliştirme” idi. Amerika’da bulunduğu 4 yıl süresince çeşitli klinik ve okullarda psikoterapi uygulamaları yaptı. Aynı dönem yürüttüğüm grup terapileri kronik hastalıklarla yaşam ve beden-imaj algısı odaklıydı. Çalışmalarında temel olarak Psikodinamik ve ilişkisel yaklaşım modellerini kullanmaktadır.

Related Posts